Haftanın kısa filmi köşemizde bu hafta, 93. Akademi Ödülleri’nde En İyi Kısa Belgesel Oscarı’nın sahibi olan Colette var.  Yaşanan büyük trajediler, büyük travmalar hakkında belgeseller çekmek sinemacılar için zorlayıcı olduğu gibi etik olarak da tartışmaya açık bir girişimdir. Söz konusu trajediyi yaşamış kişilerin acılarının bir belgesele malzeme edilip edilemeyeceği, böylesi bir belgeselde yaklaşımın ne yönde...

Colette

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, yönetmen Freddie Griffiths’in küçük yaşta kaybettiği babasını, geride bıraktığı şiirleri üzerinden andığı deneysel animasyon My Dad’s Name Was Huw. He Was An Alcoholic Poet var. Freddie Griffiths’in babasıyla, çocukken çekildiği fotoğrafların peş peşe dizilmesiyle başlıyor My Dad’s Name Was Huw. He Was An Alcoholic Poet. Sonra bu görüntülerin üzerine...

My Dad’s Name Was Huw. He Was An Alcoholic Poet

Taylor Engel’in yenilikçi yaklaşımıyla farklı bir bakış açısı sunan The Pavement, gecenin karanlığında zihnin derinliklerine doğru emsalsiz bir keşfe çıkarıyor. Taylor Engel’in yönetmenliğini üstlendiği ve HBO’nun düzenlediği Project Greenlight yarışmasında ilk 10’a kalan The Pavement, döngüsel hikaye anlatısı üzerine kurgulanmış ve gecenin sessizliğinde her an dikkat çekebilecek ritmik bir kısa film. Belli aralıklarla hikayenin başına...

The Pavement

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta Andrew Mudge’ın yönetmenliğini üstlendiği 2002 yapımı The Perfect Gooseys filmine yer verdik. “İnsanlar öğrenme dürtüsüyle doğarlar. Öğrenmeye karşı merak ve bundan duyulan zevk insanın doğasında vardır. Bunlar bebeklikten başlayarak zamanla yok edilir.” W.E.Deming İnsan yaşamının özünde gelişim ve medenileşme açısından en önemli kavramlar eğitim ve başarıdır diyebiliriz. Peki insanlar...

The Perfect Gooseys

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, mültecilerin yaşadıklarına ve kimliksizleşmelerine zihin açıcı bir noktadan yaklaşarak seyirciyi, bildiğini düşündüklerini yeniden gözden geçirmeye çağıran belgesel Irregulars var. Her yıl yaklaşık 400 bin insan, Afrika’dan, Asya’da, Orta Doğu’dan, daha iyi yaşam şartlarına sahip olacağına dair bir umutla Avrupa’ya göç etmeye çalışıyor. Tabii bu göçün de çok elverişli koşullarda...

Irregulars

Haftanın Kısa Filmi köşesinde bu hafta, bir baba ve oğlun ilişkisine deneysel bir noktadan bakan, Kangmin Kim imzalı gerçeküstücü animasyon Jeom var. Güney Koreli animasyoncu Kangmin Kim’in altıcı kısa filmi Jeom, bir baba-oğul ilişkisini konu alıyor. Filmin merkezindeki baba ve oğlunun birbirlerine bağlayan, alışılagelmişin dışında bir özellikleri var: İkisinin de kalçasının aynı yerinde birer ben bulunuyor. Oğlun,...

Jeom

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, ölümcül bir asit yağmurundan kaçan ailenin yaşadıklarına odaklanırken yarattığı tedirgin edici atmosferle öne çıkan Acide var. Klasik döneminde canavar, vampirler, mumyalar gibi mitik varlıkların merkezinde yer aldığı filmlerle kendini var etmiştir korku türü. Alfred Hithcock’un Sapık - Psycho, Micheal Powell’ın Kadın Katili - Peeping Tom ya da Georges Franju’nun...

Acide

Bu haftanın kısası See You Around, ilişkisi bitmiş bir adamın bakışı ile bizim bakışımızı eşleştiriyor ve bakışımızın bu kırgın adamın bakışı haline dönüşmesini sağlıyor. Bu kısa filmde eski partnerini her yerde gördüğünü sanmanın bir sonraki anı olan her yerde onu görmenin 'gerçekliğinde’ bir adamın hem trajik hem de komik hikayesini izliyoruz. Bir ilişkinin bitmesi maalesef...

See You Around

Bu haftanın kısası sizin arkasına saklandığınız bir duvarı yıkmaya, aslında üstünde çatlaklar açarak size hava vermeye ve yüzünüze soğuk su çarpmaya geliyor. Haftanın kısası Symphony No.42 sizi aslında o açık görüşlüyüm diye sığındığınız buz dağında görünmeyen realite tabunuzu parçalamak için yola çıkıyor ve size ulaştığı anda da sizi hayatınızın 'garip’ diye adlandıracağınız beyaz bir sayfasına sürüklüyor.  Türcü...

Symphony No.42

Can Eren imzalı Ben, Yalnızlık Aleti, tüketim toplumunda bireyin kendi içinde yarattığı boşluğu doldurmaya çalışmasını anlatıyor.  İçinde bulunduğumuz çağ her ne kadar teknoloji çağı olarak nitelense de aslında tam anlamıyla bir tüketim çağıdır. Tüketim artık küresel bir kültür haline gelmiş; değerler, anlamlar ve satın alma alışkanlıklarımız bizim toplumsal ve bireysel deneyimlerimiz için gittikçe daha önemli bir...