Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, yıldırım düşmesi sonucunda hafızasını yitiren bir hayalet ve ona yardımcı olmaya çalışan genç bir erkeğin arkadaşlığına odaklanan animasyon Mon Ami qui Brille Dans la Nuit var. Hayaletler, gerek sinemada gerek diğer kültür-savaş disiplinlerinde korku unsuru olarak değerlendirilirler sıklıkla. Dünyada kalanları bir şekilde “rahatsız eden” ölüler olarak tanımlayabileceğimiz hayaletlerin özellikle...

Mon Ami qui Brille Dans la Nuit

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, mültecilerin yaşadıklarına ve kimliksizleşmelerine zihin açıcı bir noktadan yaklaşarak seyirciyi, bildiğini düşündüklerini yeniden gözden geçirmeye çağıran belgesel Irregulars var. Her yıl yaklaşık 400 bin insan, Afrika’dan, Asya’da, Orta Doğu’dan, daha iyi yaşam şartlarına sahip olacağına dair bir umutla Avrupa’ya göç etmeye çalışıyor. Tabii bu göçün de çok elverişli koşullarda...

Irregulars

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, anlatısından müziklerine kadar 80’lerin eğlenceli ruhunu başarıyla yansıtan Fransa yapımı animasyon Horse piste var. Animasyon sinema, özellikle de teknolojinin gelişmesiyle iyice palazlanan 3D animasyonlar genel itibarıyla Amerika odaklanı bir tür olarak hafızalara kazınmış durumda. Bunda da Pixar gibi bu alanda uzmanlaşmış şirketlerin ortaya koyduğu başyapıt düzeyindeki filmlerin etkisi çok...

Horse piste

Haftanın kısa filmi Alex Sherwood, Ben Harper ve Sean Mullen tarafından yaratılmış animasyon türündeki film Geist. Bir balıkçının kabus dolu bir gecesi ile beraber şafak vaktindeki kan kırmızısı sessiz çığlığını anlatan kısa film, sizi hem ürpertecek hem de hüzünlendirecek bir atmosfere sahip. Hafıza insanın her zaman güvenemeyeceği, sahip olduğu ama asla hükmedemediği bir parçasıdır. İnsanlığın bu...

Geist

Yönetmenliğini Hollandalı Bram Schouw’un yaptığı 2012 yapımı Sevilla, son yılların dramatik yapısı en kuvvetli kısa filmlerinden biri. İlk andan itibaren seyirciyi hikaye içine almayı başaran film, güçlü anlatısıyla pek çok uzun metrajdan daha lezzetli bir sinema deneyimi yaşatıyor seyirciye. 3 kişilik bir arkadaş grubu, macera yaşamak üzere arabaya atlar ve yola koyulurlar. Rotalarını Sevilla’ya çeviren...

Sevilla

Taylor Engel’in yenilikçi yaklaşımıyla farklı bir bakış açısı sunan The Pavement, gecenin karanlığında zihnin derinliklerine doğru emsalsiz bir keşfe çıkarıyor. Taylor Engel’in yönetmenliğini üstlendiği ve HBO’nun düzenlediği Project Greenlight yarışmasında ilk 10’a kalan The Pavement, döngüsel hikaye anlatısı üzerine kurgulanmış ve gecenin sessizliğinde her an dikkat çekebilecek ritmik bir kısa film. Belli aralıklarla hikayenin başına...

The Pavement

Bir insanı iyiden kötüye doğru geçişinde ne denli bir ince çizgi vardır? Ya da kötülüğün tanımı, koyulan kuralların dışındaki her şey midir? Eğer böyleyse yasalar ve kurallar çerçevesinde yapılan her eylem mubah mıdır? Matthew Richards, çektiği “The Disappearance of Willie Bingham” adlı kısa filmde işte tam da bu noktalara değiniyor. Willie Bingham adında bir mahkum, hükümetin...

The Disappearance of Willie Bingham

Bu haftanın kısa filmi; The Present! The Present sadece birkaç dakikada sizi animasyonun vermiş olduğu rengarenk ve karanlık dünya içerisinde realite, acı ve sorgulama duyguları ile sarıp sarmalayacak. The Present bir çocuğun karanlık ve vahşet dolu dünyasından sadece çocuksu bir yansıtılmış gülümseme ile nasıl dünyasından dışarıya çıktığını, patlak verdiğini içinize işleyen bir hüzünle aktarıyor. Ev dediğimiz, duvarlar...

The Present

Yeni bir aşkın yeşerdiği andan ilişkinin eğlenceli keşif dönemine, tatlı sert kavgalardan soğuk rüzgârların estiği küslüklere; Me &amp; You konsept olarak yenilikçi bir yapım olmasa da sabit kamerası ile hepimizin iyi bildiği bir hikâyeyi başarılı bir şekilde anlatıyor. Öyküyü kamerayı sabitleyip izleyiciye aktarmak tabii ki yeni bir dava değil. Sabit açının sinema tarihinde pek çok...

Me &#038; You

Bu haftanın kısa filmi Steven McCarthy tarafından yazılmış ve yönetilmiş olan O Negative. Bu kısa film bir adam ile vampir olan bir kadın arasındaki ilişkinin sadece birkaç saatini sunarken; sözlerin, vahşetin ve kanın mahkumiyetinde olmadan izleyicisine gerilimin özünü tattırıyor ve muazzam bir şekilde izleyicisini rahatsız ediyor. O Negative, sadece bir kan tipi olarak izleyici zihni tarafından algılansa...