Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta Hunt Beaty’nin yönetmenliğini üstlendiği ve taciz konusunu ele alan The Sound of Your Voice filmine yer verdik. Gelişen teknoloji, değişen şartlar, ekonomi, küresel ve yerel politikalar vb. gibi dünya gündemini fazlasıyla meşgul eden konular, uzun veya kısa vadede o dönemin kültürünü de etkilemiştir. Bu etkinin doğal olarak dönemin sanat yapımlarına...

The Sound of Your Voice

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta Olivier Treiner’ın kör taklidi yapan bir müzisyeni anlatan ve katıldığı her festivalden ödülle dönen l’Accordeur var. “Sanat, asla mutluluktan doğmaz.” der Chuck Palahniuk. Ne kadar haklı olduğunu bir kenara bırakacak olursak aslında acı, korku, endişe vb. gibi yüksek frekanslı duyguların insanın kendi derinliğine ulaşmasında büyük bir aracı olduğunu da pekala...

l’Accordeur

Aralarında Karayip Korsanları gibi büyük yapımlarında yer aldığı pek çok projeye senaryo danışmanlığı yapan Kim Rocco Shields’in 2011 yılında çektiği Love is All We Need?-İhtiyacımız Olan Tek Şey Sevgi Mi?, toplum normlarını tepe taklak ederek, eşcinselliğe ve eşcinsellere karşı empati kurmayı sağlayan çok başarılı bir kısa film. Ashley’nin doğduğu dünya öyle bir yerdir ki; burada...

Love is All We Need?

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, David Lynch’in Netflix’te yayınlanan ve usta yönetmenin sinemasından güçlü doneler sunan yeni kısa filmi What Did Jack Do? var. Bu köşenin takipçileri genellikle yakın dönemde çekilmiş, çeşitli festivallerden ödüllerle dönmüş, bu minvalde başarısı olmasa dahi içinde ciddi yaratıcılık ya da beceri emareleri barındıran kısa filmlerden örnekleri, YouTube ve Vimeo...

What Did Jack Do?

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, mültecilerin yaşadıklarına ve kimliksizleşmelerine zihin açıcı bir noktadan yaklaşarak seyirciyi, bildiğini düşündüklerini yeniden gözden geçirmeye çağıran belgesel Irregulars var. Her yıl yaklaşık 400 bin insan, Afrika’dan, Asya’da, Orta Doğu’dan, daha iyi yaşam şartlarına sahip olacağına dair bir umutla Avrupa’ya göç etmeye çalışıyor. Tabii bu göçün de çok elverişli koşullarda...

Irregulars

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, bir sokak çetesinin saldırısına maruz kalan bir baba ve oğlunun, bu saldırıların ardından devam eden tacizin üstesinden gelme çabalarını ve erkeklik kodlarını nasıl taşıdıklarını gösteren Simon Ellis imzalı Soft var. Uluslararası Kısa film seçkilerinin önemli yönetmenlerinden Simon Ellis’in 2006 yapımı Soft filmi, Sundance Film Festivali’nin de içinde bulunduğu, toplamda...

Soft

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, Çin restoranında çalışan genç bir adamın yoğun iş temposu içinde bir Çin tanrısıyla karşılaşmasını konu edinen Kiss of the Rabbit God yer alıyor. Antik bir Çin tanrısı olan Tavşan Tanrı’nın efsanesini, günümüz sokak hayatına harmanlayan Kiss of the Rabbit God her bir detayıyla ilgi çeken gösterişli bir kısa film....

Kiss of the Rabbit God

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, Mert Can Arslan’ın yazıp yönettiği, tekinsiz atmosferiyle dikkat çeken stop-motion animasyon The Crane var. The Crane, Mert Can Arslan’ın tamamladığı dördüncü kısa metrajlı animasyon. Arslan’ın bu filmden önce hayata geçirdiği the Room 0, The Experiment ve Pencilheads isimli projeleri de tıpkı The Crane gibi stop-motion tekniğiyle oluşturulmuş filmler. Duran objeleri...

The Crane

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, işyerinde uğradığı tacizin travmatik etkisiyle mücadele hâlindeki bir kadın üzerinden eril tahakkümün bireylerin hayatlarına nasıl nüfuz ettiğini gözler önüne seren Doublespeak var. Hazel McKibbin’in hem senaryosunu kaleme aldığı hem de yönetmen koltuğunda oturduğu Doublespeak’in adı, sıklıkla iktidar sahiplerinin kitlelerin algısını eğip bükmek ya da daha net tabirle, onları kandırmak...

Doublespeak

Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, küçük bir kasabada etkili olan bir salgın yüzünden annesini kaybeden bir çocuğun yaşadığı deneyime odaklanan, Cannes ve Berlin gibi önemli festivallerin seçkilerine girmiş The Chair var. The Chair, Amerikalı kısa film yönetmeni Grainger David’in bugüne kadar imza attığı beş yapımdan dördüncüsü. Filmin çarpıcı olmasa da, ilk bakışta çok da...